Bu yazı
kimilerini sevindirecek kimilerini de kızdıracak ama bizim amacımız birilerini
sevindirmek veya kızdırmak değil. Bizim tek amacımız İmamoğlu üzerine gerçekci
bir değerlendirme yapabilmekdir. Bu açıdan baktığımızda İmamoğlu’nun en büyük
sorunun idareci ve aydın sorunu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. İdreci adından
anlaşılacağı üzerine becerikli kimse veya idare sanatını bilen kişi demektir.
Bunu biraz daha açarsak idareci demek
büyük düşünen ve bu düşüncelerini gerçekleştirmek için dev adımlar atan kimse
demektir. Oysa İmamoğlu’nda idareci demek günü kurtaran veya İmamoğlu’na bir yol, bir kaldırım yapınca
İmamoğlu’nu ihya ettiğini zannetmekdir. Oysa park veya kaldırım yapmak her
belediyenin klasik görevidir. Oysaki çağdaş belediyecilik anlaşyışında idare yerinin sosyal ve kültürel
kalkınmasında gereken önem verilmektedir. Oysa bizim idarecilerimizde kültürel
İmamoğlu’nun
aydın sorunna giriş yapmadan öçnce aydın kelimsin tanımlamak gerkir. Aydın,
Türk Dil kurumuna göre aydın : “Kültürlü, okumuş, görgülü,
ileri düşünceli (kimse), münevver, entelektüel” kimse olarak tarif edilmektdir.
Tabiki bu tarifte eksik olan aydın
kimsenin aynı zamanda üreten bir kimse olmasıdır. O zaman İmamoğlu’nda
yetişen aydınlarda İmamoğlu üzerine düşünmeli ve fikirler üretmelidir.
Aydınların ürettiği düşünceler İmamoğlulu idarecilerin desteğiyle hayata
geçirilmelidir. Oysa idercilerin aydınlara değer vermediği gibi İmamoğlu’nda
yetişen aydınlarda İmamoğlu üzerine
fikir üretmekten acizdirler.
İmamoğlu
bu iki sorunu çözmediği müddetce gereken kalkınmayı yapamıyacaktır. Bu yüzden
İmamoğlu’nda yapılan her türlü yatırım göz boyamanın ötesine geçemiyecektir.
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil