31 Ağustos 2021 Salı

YENİ BİLGİLER IŞIĞINDA İMAMOĞLU TARİHİ

 


COĞRAFİ KONUMU

İmamoğlu, Adana iline bağlı, kuzeyinde Kozan, güneyinde Sarıçam, güney ve güney-doğusunda Ceyhan ve batısında ise Aladağ ve Karaisalı ilçeleri olan bir ova ilçesidir. İmamoğlu İlçe merkezi; Adana İl merkezine 45 km, Kozan İlçe merkezine 27 km mesafede olup; Adana’dan Kozan, Feke, Saimbeyli ve Tufanbeyli’ye giden yol güzergâhı üzerinde bulunur.

İMAMOĞLU ADININ MENŞEİ

 İmamoğlu ilçesinin İlk ve Orta Çağ’da hangi isimle anıldığı konusunda herhangi bir bilgi yoktur. Fakat Osmanlı Devleti’nin son yıllarında( 19. ve 20.yy’da) İmamoğlu ve çevresinin Sırkıntı adıyla anıldığı Osmanlı kaynaklarında geçmektedir. İmamoğlu adı ilk defa 1832’de geçmektedir. Ayrıca Osmanlı kaynaklarında İmamoğlu adı “İmamoğlu Köprüsü” veya “İmamoğlu Mevki ” diye geçmektedir. Mahalli rivayetlere göre İmam’ın oğlu tarafından ilçe merkezinde bulunan köprünün yerine bir köprü yaptırılmıştır. Bu köprü sayesinde Adana ile Kozan arasındaki yol kısaldığı için İmamoğlu Köprüsü’nün yakın çevresi İmamoğlu diye anılmaya başlanmıştır. Başka rivayete göre İmamoğlu ilçesi adını İmamoğlu isimli bir Türkmen topluluğundan almıştır.

İLK VE ORTA ÇAĞ’DA İMAMOĞLU

İmamoğlu ilçesinin İlk ve Orta Çağ’daki konumu hakkında yeterli bilgi olmamasına rağmen İmamoğlu ilçesinin merkez dışındaki mahalelerinde(yani köylerinde) birçok tarihi kalıntı vardır. Adana Kültür Müdürlüğünün envanterindeki kayıtlara göre Oluğun Höyüğü, Keli Mevki, Aliler Mozaikleri, Koyunevi Mozaikleri, Maya Tepe Nekropol Alanları, Altınini Yeraltı Şehri, Ayvalı Höyük Alanı, Kara Höyük Alanı, Ağzıkaraca Kalesi, Kireç Ocağı Mozaikleri, Topraktepe Höyük Alanı, Eski Höyük Tepesi,  Üçtepe Ev kalıntıları tarihi değere sahip sit alanlarıdır. Koyunevi’ndeki tarihi yapıların MS 99. yy, MS 1.yy ve MS 6.yy’dan kaldığı tespit edilmiştir. Yine bu tespitlerden İmamoğlu ve çevresinin o tarihlerde Anavarza’ya bağlı olduğu anlaşılmaktadır.

16. ve 18. YÜZYILLARINDA İMAMOĞLU

Osmanlı Devleti’nin 1515-1516’da Memlûk Devleti’ni yıkmasıyla Osmanlı Devleti Çukurova’da tam bir hâkimiyet sağlamıştır. Bu durum İmamoğlu ve çevresi hakkında ilk düzenli bilgilerin günümüze ulaşmasını sağlamıştır. 16. yy Osmanlı tapu tahrir defterlerine göre Çörten, Saygediği, Sayca, Altınini ve Ağzıkaraca denen mahalleler Adana livasına bağlı olan Sarıçam nahiyesine idari yönden bağlıydılar. Bu bölgede o tarihlerde Akisalı, Tahtalı, Konur adlı Türkmen toplulukları bu bölgede yaşamaktaydı. Fakat 16. ve 17. yy’de Anadolu’da çıkan Celali İsyanları İmamoğlu ve çevresini de etkilemişlerdir. Bu yüzden Çukurova’da güvenlik sağlanamayınca birçok yerleşim alanı yok olmuştur. Ayrıca İmamoğlu ve çevresinde bulunan Türkmen toplulukları yaşadıkları bu bölgeyi terk etmek zorunda kalmışlardır.

 

 

 

FIRKA-İ İSLAHİYE ve İMAMOĞLU

Fırka-i İslahiye öncesinde İmamoğlu ve çevresinde Sırkıntı Türkmenleri yaşamaktaydı. Bu yüzden İmamoğlu ve çevresi Sırkıntı adıyla anılmaktaydı. Sırkıntı Türkmenleri içerisinde Berber ve Danacı denilen aşiretlerde vardı. Ayrıca İmamoğlu’nun kuzey-doğusunda Hacı, Lek ve Kırıntı aşiretleri de vardı. Bu saydığımız Türkmen toplulukları Kozanoğlularına tabi idi.

Kırım Savaşı için asker ihtiyacı doğdu. İngiltere : “Eğer teminat verirseniz biz Kozanoğlu’nu muhabereye sevk ederiz.” demesi üzerine Osmanlı Devleti Çukurova’ya yabancı devletlerin karışmasından rahatsızlık duyarak bu teklifi reddetti.  Osmanlı Devleti’nin bölgede asayişi sağlayamaması ve bölgeden düzenli vergi alamaması yüzünden Çukurova’da esaslı bir ıslahat yapması gerektiğini ortaya çıktı. Bu yüzden Osmanlı Devleti Fırka-i İslahiye adlı bir ıslah ordusu hazırladı. Bu ordunun amacı bölgede yaşayan aşiretleri iskân etmekti. Bu amaçla ordu 28 Mayıs 1865’te İskenderun Limanından karaya çıktı. İlk önce Amik ovası ve çevresinde bulunan aşiretleri itaat altına alarak iskân işlerine başladı. Fırka-i İslahiye daha sonra Kozan ve çevresinin ıslah işine girişti. İmamoğlu ve çevresinde Sırkıntı Türkmenlerini iskân edildi. Zaten daha öncesinden Sırkıntı Türkmenleri Kozanoğullarının baskından bıktıkları için iskân için devlete dilekçe yazmıştı. Bu yüzden olsa gerek Sırkıntı Türkmenlerinin iskânı sırasında herhangi bir olay olmamıştır. Fırka-İslâhiye çalışması sonucu İmamoğlu ve çevresi Yukarı Sırkıntı ve Aşağı Sırkıntı diye iki nahiyeye ayrıldı. Yukarı Sırkıntı Kozan’a bağlandı ve Çörten, Sayca, Otluk, Koyunevi, Alaybeyi, Hacıhasanlı, Tepecikören, Camili, Damyeri, Zerdali, Karacaören, Turunçlu adlı köyler bu nahiyeye bağlandı. Aşağı Sırkıntı nahiyesi Adana’ya bağlanıp Saygeçit, Danacılı, Isırganlı, Kırmıt, Soysalı, Gümürdülü, Camızağılı,  Yarımca,  Tatlıkuyu, Bıçılganlı adlı köyler de bu nahiyeye bağlandı.

MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA İMAMOĞLU

Fransa’nın 21 Aralık 1918’de Adana ve 8 Mart 1919’da Kozan’ı işgal etti. Bu işgal neticesinde Aşağı Sırkıntı nahiyesinin idari merkezi olan Saygeçit’te bulunan hükümet konağı ve karakola Fransız bayrağı asıldı. Bu Fransız bayrağı Besim Albayoğlu tarafından 1919 yılının ekim sonu veya kasım başında  indirilmiştir. Mustafa Kemal Paşa tarafından Çukurova’da Kuvayımilliye’yi teşkilatlandırmak için Binbaşı Kemal Bey’i Kozanoğlu Doğan Bey ve Yüzbaşı Osman Nuri Bey’i Aydınoğlu Tufan Bey takma adı ile bölgeye gönderdi. Böylece İmamoğlu’nda da Kuvayimilliye teşkilatlandırmasına giden yolda açılmış oldu. Bu amaçla İmamoğlu’nda ilk olarak Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kuruldu. Başkanlığına Abülhüdalı İbrahim Efendi getirildi. Üyeliklerine ise Musa Hoca, Sırkıntılı Mahmut Efendi, Abdizade Mustafa, Sırkıntılı Hacı Beyzade Mehmet Bey, Taze Ali Ağa ve Hacı Efendi getirilmiştir. Kuvayimilliye’nin ihtiyaçlarını karışılmak içinde bir İaşe Heyeti kurulmuştur. Bu İaşe Heyetinin başkanlığına Maşuk Partal atandı. Üyeliklerine Eyüp Ağa, Kara Koca ve Mustan Kâhya atanmıştır. Sırkıntı Grup Komutanlığı adıyla İmamoğlu’nda Kuvayimilliye teşkilatı kurulmuştur. Bu teşkilatın komutanlığına Ahmet Cevdet Çamurdan, I. Bölük Komutanlığına Çerkez Bey, I. Takım Komutanlığına Kırmız Osman, II. Takım Komutanlığına Osman Çavuş ve danışmanlığına Ali Ulvi ve II. Bölük Komutanlığına Çinçikoğlu Mehmet Ali Efendi, I. Takım komutanlığına Soysalılı Hacı, II. Takım komutanlığına Aslan Çavuş ve Danışmanlığına Gökvelioğlu Mehmet Efendi getirilmiştir. İmamoğlu’nun kuzey-doğu kısmının teşkilatlanmasını Halil Topaloğlu üstlenmiştir.  Halil Topaloğlu tarafından Arslanlı Bölük Teşkilatı kurulur.   Çapanoğlu İsmail Çavuş ve Kara Kayhaoğlu Ali Onbaşı olarak bu teşkilat içerinde yer alır. Bu teşkilat içerisinde Ayvalı ve Sokutaş köyü sakinleri görev almışlardır. Kurulan bu iki teşkilat Kozan ve Saimbeyli kuşatmasında da aktif görev almıştır. Adana, Misis ve Ceyhan kuşatmalarına da katılmışlardır. Ayrıca Ermeni ve Fransızların Adana’da Kozan ve Saimbeyli’ye geliş gidişlerine de engel olamaya çalışmıştır.

CUMHURİYET ZAMANINDA İMAMOĞLU

Bugünkü İmamoğlu ilçe merkezinde bulunan belediye binası ve Çarşı Cami ve merkezdeki köprünün güney-batı ucunda eskiden “Garipler Mezarlığı” bulunduğu bilinmektedir. Bu mezarlık zaman içerisinde kaldırılarak yerleşime açılmıştır. Bu bölgenin aynı zamanda önceleri bataklık olduğu ve bol miktarda sivrisinekten dolayı sıtma hastalığı olduğundan yerleşime açılmadığı; ancak yol güzergâhı konumu nedeniyle geliştiği rivayet edilmektedir.

İmamoğlu ilçe merkezi boş alan olduğundan devlet tarafından iskâna müsait bölge belirlenerek, Anadolu dışından gelen Türk asıllı göçmenlere tahsis edilmiştir. Bu yüzden 1936 yılında Romanya’dan gelen göçmenler ilçeye bağlı Koyunevi, Saygeçit, Yazıtepe, Ayvalı köylerine yerleşmişlerdir. Ayrıca 1938 yılında gelen göçmenler de bugünkü ilçe merkezinin bulunduğu yere hükümetçe yerleştirilmişlerdir. Daha sonra Ceyhan ve Kozan ilçelerinde bulunan Romanya Göçmenleri de İmamoğlu'na taşınmışlardır.

İmamoğlu, Romanya ve Bulgaristan’dan gelen göçmenlerin çevre ilçe ve köylerden gelen yerli halkın yerleşmesiyle, İmamoğlu'nun nüfusu artmış ve İmamoğlu daha sonra kendisine bağlanacak olan, o sıralar Kozan'ın mahallesi durumundaki Koyunevi köyünün bir mahallesi olmuştur. Koyunevi köyünün bir mahallesi iken,1940 yılında köy tüzel kişiliğine kavuşmuştur. Böylece önce mahalle, sonra da köy olmuştur. İmamoğlu köyü kurulduktan sonra bir cazibe merkezi haline gelmiş ve 1945 yılında “İmamoğlu Pazarı” kurulmuştur. Bu pazar, İmamoğlu'nda yaşamı hareketlendirmiştir ve bu yerleşim yeri dikkat çekmeye başlamıştır. 1946 yılından itibaren konar-göçer hayatı yaşayan aşiretler de İmamoğlu’nu mesken tutmuştur.

2 Ekim 1949 tarihinde Jandarma Teşkilatı kurulmuştur. 1950 yılında Bulgaristan’dan gelen Türk asıllı Göçmenler ilçe merkezine iskân edilmişlerdir. 30 Temmuz 1959 tarihinde Bucak Teşkilatı statüsüne kavuşmuştur. 1964 yılında Belediye Teşkilatı kurulmuştur. İmamoğlu, 19.06.1987 tarih ve 3392 sayılı 103 ilçe kurulması hakkındaki kanun ile Kozan İlçesinden ayrılarak bağımsız ilçe statüsüne kavuşmuştur.